7 Ocak 2010 Perşembe

Mahalle arası pazarları

Bugün, uzun zamandan sonra ilk defa Kazasker mahalle pazarına gittim. Özellikle erken kalkıp gittim ki, daha kimsecikler gelmeden sakin sakin,tüm tezgahları gezerek, meyveleri sebzeleri elleyerek, tekstil ürünlerini teker teker inceleyerek, taklit çantaların nasıl da gerçeklerine benzediğine şaşırarak, tezgahlarda ne kadar enteresan ürünlerin sergilendiğine bir belgesel gözüye bakarak, uzun uzuuun, keyifli bir zaman geçirmek istedim. Gördüm ki Pazar kültürün de hiç bir gelişme olmamış: aynı çocukluğumuzdaki gibi hala erkek satıcılar üzerilerine sütyenleri takmışlar ikizlere takke diye bağırıyorlar; hala tüm satıcılar nerdeyse kolundan tutup, alacağın varsa da almadan gitmene sebep olan tavırlar sergiliyorlar; tüm kokoş hanımlar tanınmamak için yüzlerini kaplayan güneş gözlükleriyle taklit çantalara, kıyafetlere bakıyorlar; sadece elma istediğin esnaf inatla torbana diğer meyvelerden de koymaya çalışıyor; kavga, kıyamet, bağırış, çağırış, al takke ver külah bir dünya.
Herşeye rağmen seviyorum ben bu dünyayı. Özellikle züccaciye tezgahlarında takılıyorum daha çok. Teker teker bütün ürünlere bakıyorum ve ne icatlarla karşılaşıyorum o standtlarda inanamazsınız. Geçen yıl o kargaşanın arasında yuvarlak, üzerinde asimetrik delikleri olan, 2 tane üst üste monte edilmiş, çelik bir “şey” görmüştüm. Üzerinde de sapı vardı. Meğersem o, patlıcan közlemek için ocakla patlıcan arasına konan bir nesneymiş. Bu sayede hem patlıcanlarınız istediğiniz lezzette közleniyor hem de ocağınız kirlenmiyormuş. Aldım tabi denemek için, ve size şu kadarını söyleyebilirim: mutfakta hiç elimden düşmüyor (sıkı bir patlıcan tüketicisiyimdir ). Bugün yine o tezgahların birinde (orda ne arıyordu bilmiyorum ama) bir el aleti gördüm. Üzerinde pratik epilasyon aleti yazıyordu. Ters “u” şeklinde, uçlarında plastik sapı olan, yay şeklinde çelikten üretilmiş bir el aleti. Tam nasıl işe yaradığını anlayamadım ama galiba yüzünüze tutup tüylerinizi yayların arasına sıkıştırıp alıyorsunuz!... oww felaket birşey.. ama yine de yaratıcılığa hayranım. İnanın bu kadar icadı, mahalle arası pazarların dışında hiç bir yerde aynı anda görme fırsatına sahip olamıyorum. Muhtemelen Pazar esnafı da, benim gibi bir müşteriyi görme fırsatına herzaman sahip olamıyor. Çünkü her tezgaha uzaydan gelmiş gibi bakıp, kendi kendine gülen, tezgaha baktığı kadar yanındaki kadınların alışveriş hallerine de bakan ancak bizim gibi insanlar olur, onlar da o saatte işlerinde olurlar...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Emin ol pazar esnafı meslek hayatları boyunca yüzbinlerce surat karakter kişilik ve acayiplikler görmüştür..O yüzden Pazar esnafı senin gibi müşteriyi görmüşmüdür? EVET....Haa senin gibi yüreği güzel bir insanı görmüşmüdür? Kesinlikle hayır...

Özge'ye dair dedi ki...

Kahraman, sen niye "adsız" çıktın yahuu?
bugün dediğini yapıcam, mevlana,yunus emre okumaya başlıyorum. haa afyona da kesin geliyorum :)