19 Ocak 2010 Salı

Bilim dünyasının bildiği ile iş dünyasının yaptığı arasında uyumsuzluk var!..

Dün, Dan Pink isimli ünlü bir Kariyer Analistinin sunumunu seyrettim ve çok etkilendim. Bilim dünyasının bildikleri ile iş dünyasının yaptığı arasında uyumsuzluklar olduğunu söylüyor ve örnek deneyler ile bunu ispat ediyor:

1945 yılında, yani bundan tam 65 yıl önce, Karl Duncker isimli bir bilimci "Mum Deneyi" dediği bir deney gerçekleştiriyor. bir gurup kişiyi bir odaya alarak, onlara 1 adet mum, bir kutu raptiye ve kibrit veriyor. bu mumu duvara yapıştırmalarını ancak mumun hiçbir şekilde yere damlamamasını istiyor. sonuçlar çok enteresan, biraz siz de düşünü diye cevabını şimdilik vermiyorum :)

Bu deneyden esinlenen Sam Glucksberg isimli bilimadamı, teşviklerin gücünü ölçebilmek için deneyler yapıyor. Denekler alıyor ve bu deneklere bazı görevler veriyor. 1.gruba görevi verirken, bu işin normlarını belirleyebilmek için sadece sürenizi ölçeceğim diyor. 2.gruba, para ödülü sunuyor. eğer bu işi 1.gruptan daha önce bitirirseniz her birinize para ödülü vereceğim  diyor. sonuç noluyor biliyor musunuz?.. 2.grup işi 3,5 dakika daha geç bitirebiliyor. bununla ilgili değişik unsurları içeren farklı tarz görevlerle bu deneyi başka gruplarda, üniversitelerde, ülkelerde, kıtalarda deniyor deniyor. Sonuçta ortaya şöyle bir hipotez çıkıyor:

Ödül, düşünceyi köreltiyor ve yaratıcılığı engelliyor. Eğer talep edilen iş, belli bir yaratıcılık gerektiriyorsa; ödül verilen gruplar en kötü performansı sergiliyor. yani ödül'ün işe yaraması için kuralların basit, hedefin açık seçik olması gerekiyor..

peki, beyaz yakalıların iş dünyasında hangi iş basit ve yapılacaklar net? hangimiz, düşünmeye gerek kalmadan işimizi otomatiğe almış gibi yürütebiliyoruz ve bu şekilde başarılı olabiliyoruz?

durum şudur ki, 20.yy'da işe yaramış olan ödül sistemi artık 21.yy'da bir anlam ifade etmiyor, performansı arttırmıyor. Bilim dünyasını 21.yy için yeni önerisi: İÇSEL MOTİVASYON.. Bir şeyi önemli olduğu için, sevdiğimiz için, ilginç olduğu için ve önemli birşeyin parçasıolduğu için yapmak. Yani ÖZERKLİK, USTALIK ve AMAÇ.

Özerklik: kendi hayatımızı yönetme isteği
Ustalık: anlamlı olan bir şyede daha iyi seviyeye gelmek
Amaç: bizden daha büyük olan birşeyin hizmetinde, birşeyler gerçekleştirme ihtiyacı

Atlassian yazılım şirketi, bu uygulamayı çok güzel becerdi. Çalışanlarına her ay 2 gün özerklik sağladı. işe gelmeyin, gidin kendiniz ne istiyorsanız (kendi işinizle alakalı olmayan) onu yapın. ve gelin arkadaşlarınıza anlatın.. buna FedEx günleri dediler. ve şirketin bütün yatırım kararları, bütün fark yaratan özellikleri bu günlerde ortaya çıktı. İç motivasyon arttı, işlerin süreçleri kısaldı, ciro arttı, performans arttı, kazanç ve zaman arttı.

şu an ismini duyduğumuz,en tepelere en kısa sürede gelmiş olan şirketlerin en önemli özelliği, çalışanlarına özerklik sağlıyor olması. orda mesai kavramı yok. kurumsal kölelik yok. herkes mutlu...

umut ediyorum ki, artık iş dünyası bilim dünyasını dinlemeye başlar. Bizler artık özerklik istiyoruz. Korkmayın, bu durumu kimse kötüye kullanmaz. böyle bir edinim, asla hiç bir çalışan tarafından süistimal edilmez..

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Muhteşem tespitler ve analizler eklemek istediğim küçük bir konu daha var..

Personel Güçlendirme.....

Personel güçlendirmenin anlamı, çalışanlara yapacağı işi seçme hakkı vermek ve bu işi yaparken yaratıcı olmaya ihtiyaç duymalarını sağlamaktır. Bunun anlamı, çalışanların daha önce hiç denenmemiş olsa bile, yeni fikirler denemelerine izin vermektir.
Bu, onların cezalandırılma korkusu olmaksızın, mesleklerinde başarısız olma ve çeşitli denemeler yapmalarına izin verme anlamına gelmektedir.

Kahraman Kurnaz

Özge'ye dair dedi ki...

çok haklısın. Özerklik çok önemli. seyrettiğim sunumda wikipedia'dan bahsediyor ve soruyordu. bundan 10 yıl önce herkes bilgiye yatırım yaparak ansiklopedilere para harcarken, biri size gelse ve dese: devasa bir bilgi deposu yapacağım. ve bu iş için kimse para ödemeyecek.ne yazarlar ödeyecek ne de kurum. insanlar kendileri girecek ve konu başlıklarını açıp bildiklerini yazacak.. herkes gülerdi herhalde. ama bu fikri ortaya çıkaran kişi gülmedi ve bugün wikipedia dünyanın en büyük bilgi kaynağı. burda dediğin gibi ceza veya komik duruma düşme korkusu olsaydı,wikipedia sadece hayalolarak kalırdı..

burakgogus dedi ki...

öncelikle çok başarılı ve net bir özetleme olduğunu belirtmek isterim. Eline sağlık. Bu yazdıklarına ek olarak çalışanların "hayal gücü"nün var olabilmesi, yaşayabilmesi için "iş"ten başka alanlarda mutlaka meşguliyetleri olması gerektiğini düşünüyorum. Hayatı sadece ev-iş arasında geçen bir kişiden yaratıcı çözümler beklemek doğru olmaz. Tabi ki "iş sahibi"nin de bu özelliklere sahip olmadan bunları çalışanlarından beklemesi zaten mümkün olmaz. Bir kurumsal yapı, o yapının sahipleri/yöneticilerinin hayallerinden daha öteye gidemez.