Çok benzer bir durum, yazı yazmaya başladıktan sonra da oldu. Sokakta yürürken, araba kullanırken, spor yaparken, gazete okurken, vs o an ilgimi çeken durumlar üzerine beynimde yazılar oluşmaya başlıyor. Çalışmaya başlayan kas'ın durdurulamaz gücü işte.. Bir de anında not alma alışkanlığı edinsem çok iyi olacak. Çünkü bilgisayar başına geçene kadar beynimdeki makaleler uçup gidiyor. Aslında uçup gidiyor demek haksızlık olur, onlar gitmiyorlar ama ben yerlerini bulamıyorum.
Yazı ile fotoğrafın birbirinden ayrıldığı bazı noktalar var bence. Yazı'da yazan kişi kendi yorumunu okuyucuya dikte edebiliyor. Karşısındakini düşündürüyor ama düşünceleri yönlendirme konusunda biraz ikna gücü yüksek. Yazı ile birşeyi tarif etmek çok zor, kelimeler ile görsel ve duygusal bir his yaratmaya çalışmak iyi bir gözlem ve ondan daha iyi ifade etme yeteneği gerektiriyor... Fotoğrafta ise, yakalamak ve yaşatmak istediğin anı, karenin içine alıyorsun ve ayarlarını yapıyorsun. Buna rağmen fotoğrafın en büyük gücü, yoruma açık olması. Her bakan o karelerde kendine ait hikayeler yazabiliyor, yaratabiliyor veya hissedebiliyor.
Yani her ikisinin de kendi mecralarında gücü, doğru kullanıldığı takdirde dünyaları değiştirecek kadar yüksek. Yeterki bu yeteneğe sahip kişiler, bu durumun farkında olsunlar. Bir kare ile veya bir cümle ile dünyaların değişebileceğine inansınlar.
İnanmayanlar için, aşağıdaki örnekler üzerinde biraz düşünmelerini rica ederim. Bir fotoğraf karesi veya bir cümle değil midir ki bizim hayatımızı değiştiren, bize yön veren?..
Fotoğraflar:
Cümleler:
"Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister"
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır"
"Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür"
"Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur" Mustafa Kemal Atatürk
"Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi
ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol"
ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol"
Mevlana
"Zamanı gelmiş bir fikrin karşısına dikilme gücüne hiçbir ordu sahip değildir "
Victor Hugo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder