12 Haziran 2010 Cumartesi

kendini yeniden inşaa etmek mi zor, var olanı yıkmak mı?

7 ay önce yaşam koçumla ilk tanıştığım gün benim için büyük bir gelişmeydi. Çünkü bu zamana kadar kimse, beni bana bu kadar net anlatmamıştı. Benimle ilgili durum analizini yaptıktan sonra yine onun yöntemleriyle-  NLP ile özgürleştim. Yeniden kendimi yarattım. Fazlalıklarımı attım, önemli yeteneklerimi pekiştirdim. Ne istediğini bilmeyen bir insanken, ne istediğini bilen, hedeflerini tanımlayan, kendi markasını yeniden yaratan biri olmaya başladım. Alt yapım çok sağlam olduğu için üzerine gökdelen dikmek benim için çok kolaydı. Yeni şeyler yapmak kolay da, asıl zor olan yıllardır farkında olmadan diktiğin yapıyı yıkmak. Ben şu aralar yıkım aşamasındayım. Eski değerlerimi (yanlış olanları) yıkıp yerine yeni değerlerimi inşaa ediyorum. Bu süreç çok sancılı geçiyor ama 1 yıl sonra, 3 yıl hatta 10 yıl sonra olmak istediğim yerlerin fotoğraflarını çok net görebildiğim için mutluyum. Eee ne demişler, gittiğin yol acı vermiyorsa seni bir yere götürmez.. Yılların alışkanlıkları, kolay olmuyor onları yıkmak. Yerinden söktüğüm her bir tuğla hem içimi acıtıyor hem de ümitlendiriyor. İnsanoğlu ne ilginç mekanizma. Hele duygular.. Keşke duygularımızı istediğimiz zaman iptal etmenin bir yöntemi olabilseydi. Beyin olarak mantıklı bulduğun, istediğin şey nasıl oluyor da kalbini acıtıyor anlayamıyorum. Hayatımız hep çelişkilerle dolu.. Acaba çelişki diye birşey olmasaydı çok mu boş olurdu hayatımız?

Evet, ben yıkım aşamasındayım. 30 yıldır inşaa ettiğim yapımı yıkıyor ve yerine olmasını istediğim değerlerimi yerleştiriyorum. Bakalım bundan 1 yıl sonra bu yazılarımı okuduğumda neler hissedeceğim? Çok merak ediyorum :))

Peki 7 ay önceye kadar Özge nasıldı?

- zor tatmin olan
- ne istediğini bilmeyen
- topluma uyum ve özgürlük arasında gidip gelen
- statü ile yetenek arasında yol ayrımına gelen ama karar veremeyen
- hevesim var ama sebatım yok
- adanmışlık yok
- elime aldığım değersizleşiyor
- bağımsız iş hayatı istiyor ama disiplin yok
- zorunluluk yapılıyor, zevk erteleniyor
- düşünce yapısı çalışkan, eylem yapısı zayıf
- hem herkes hayatında olsun hem de uzak olsun
- güce ve çözülemeyen herşeye aşk
- başkalarına esir yaşam
- ego ve korkular var
- istediği az ama istemediği çok
- içinde müfettiş var, hep kontrollü
- kehanet ölçüsünde sezgi yeteneği var ama henüz kullanmayı bilmiyor
- haklı olmayı mutlu olmaya tercih eden
- kafası çok çalışan ama sonucunda üretim çıkaramayan: en önemli problem!..

Geliştirmem Gereken Yönlerim:

- Bireysellik
- No name olmayı bırakmak
- sahnede yer almaya gönüllü olmak
- kalbimin arzularını dinlemek
- irade gücümü güçlendirmek
- heyecan, tutku
- risk almak
- çocuksu ilişkiler kurabilmek
- hayatın tadını çıkartmak
- zevke sadık olmak (bağımlı değil, sadık)
- hayata oyun gibi bakmak
- zorunluluk kavramını hayatımdan çıkarmak
- bağımsızlık (bencillik değil, ben merkezli olmak)
- dürtülerime güvenmek
- cesaret
- kendini iyileştirmek, kendime bakmak
- ilgi duyduğum şeylerle yapıcı olarak çalışmak, yüzeysel değil

Kurtulmam Gereken Özelliklerim:

- Kendi bildiğim gibi yapılmasında ısrar etmek
- otorite konumunu yaşamak için değişiklik yapmak
- inatçılık
- onay ihtiyacına takıntılık
- aşırıya kaçmak
- başkalarının önemi olmadığı duygusundan kaçınmak
- korkuya dayanan gururlu yanıtlar
- uzlaşmaya karşı direnç
- öfke
- hayatta kalmakla fazla ilgilenmek

Korkularım:


- hata yapmak
- başaramamak
- beğenilmemek
- entellektüel bilgi birkimimi kaybetmek
- yalnız kalma
- incinme ve kırılma
- başkaları ile kıyaslanma korkusu
- duygusal bağımlılığa girme korkusu
- güvenliğini kaybetme korkusu
- iftiraya uğrama korkusu
- önemsiz ve değersiz olma
- sadakat
- kullanılma ve sömürülme
- hayatı ıskalama korkusu
- başkalarına muhtaç olma korkusu
- red edilme
- eleştirilme ve küçümsenme
- yeterince üretken olamama
- başkalarını üzme korkusu

3 yorum:

oğuz dedi ki...

bu yaşam koçu dedikleri gerçekten işe yarıyor mu ?

Özge'ye dair dedi ki...

hepsi bu kadar işe yarar mı bilmiyorum ama benim yaşam koçum Bülent Göncü çok yaradı.. Merak edip uzakta kalmaktansa her zaman tecrübe ederek değerlendirmeyi yeğlerim.. :)

Unknown dedi ki...

Özge inanamıyorum, yazdıklarında kendimi gördüm sinirim bozuldu, bu kadar aynı olamaz.. tabi senin 3 sene önceki halin :) süper yazı !